voor laten
Niemand wil hem voor laten gaan bij de kassa van de supermarkt.
öne geçmesine izin vermek
Kimse onun süpermarket kasasında öne geçmesine izin vermek istemiyor.
uitverkopen
De koopwaar wordt uitverkocht.
satışa sunmak
Malzemeler satışa sunuluyor.
overweg kunnen
Stop met ruziën en kunnen jullie eindelijk met elkaar overweg!
anlaşmak
Kavga etmeyi bırakın ve sonunda anlaşın!
liggen
De kinderen liggen samen in het gras.
yatmak
Çocuklar birlikte çimlerin üzerinde yatıyor.