Ordforråd

Lær verb – Turkish

kötü konuşmak
Sınıf arkadaşları onun hakkında kötü konuşuyorlar.
snakke dårleg
Klassekameratane snakker dårleg om henne.
kiralamak
Bir araba kiraladı.
leige
Han leigde ein bil.
dayanmak
O, acıya zar zor dayanabiliyor!
halde ut
Ho kan knapt halde ut smerten!
çözmek
Boşuna bir problemi çözmeye çalışıyor.
løyse
Han prøver forgjeves å løyse eit problem.
ayakta kalmak
Artık kendi başına ayakta kalamıyor.
reise seg
Ho kan ikkje lenger reise seg på eiga hand.
ait olmak
Eşim bana aittir.
tilhøyre
Kona mi tilhøyrer meg.
sonuçlanmak
Bu durumda nasıl sonuçlandık?
ende opp
Korleis ende vi opp i denne situasjonen?
hariç tutmak
Grup onu hariç tutuyor.
ekskludere
Gruppa ekskluderer han.
farkında olmak
Çocuk anne ve babasının tartışmasının farkında.
vere klar over
Barnet er klar over foreldra sine krangel.
yazmak
Geçen hafta bana yazdı.
skrive til
Han skreiv til meg forrige veke.
kaçınmak
İş arkadaşından kaçınıyor.
unngå
Ho unngår kollegaen sin.
affetmek
Onun borçlarını affediyorum.
tilgi
Eg tilgjev han gjelda hans.