stå upp
Hon kan inte längre stå upp på egen hand.
ayakta kalmak
Artık kendi başına ayakta kalamıyor.
missa
Han missade chansen till ett mål.
kaçırmak
Gol şansını kaçırdı.
ropa
Om du vill bli hörd måste du ropa ditt budskap högt.
bağırmak
Duymak istiyorsanız, mesajınızı yüksek sesle bağırmalısınız.
bekräfta
Hon kunde bekräfta den goda nyheten till sin make.
onaylamak
İyi haberleri kocasına onaylayabildi.