Konuşma Kılavuzu

Bağlaçlar 2 » 접속사 2

TR Türkçe
KO Korece

95 [doksan beş]

Bağlaçlar 2

95 [아흔다섯]

95 [aheundaseos]

접속사 2

[jeobsogsa 2]

Çeviriyi nasıl görmek istediğinizi seçin:

İndirmek MP3 (.zip Dosyalar)

Video bulunamadı!

Avrupa Birliğinin dili

Avrupa Birliği günümüzde 25‘i aşkın ülkeden oluşmaktadır. Gelecekte daha fazla Avrupa Birliği ülkesi olacak. Çoğu zaman yeni bir ülke ile yeni bir dil de eklenmektedir. Şu an Avrupa Birliği içinde 20 dili aşkın dil konuşulmakta. Tüm diller eşit haklara sahipler. Bu dil çeşitliliği hayranlık verici. Ama bu sorun da yaratabilir. Şüpheciler bu çok dilliliğin Avrupa Birliği için bir engel olduğunu, ve verimli bir çalışmayı engelleyebileceğini düşünüyorlar. Bazıları ise tek bir dilin olması gerektiğinin fikrini savunuyorlar. Bu dil ile tüm ülkeler iletişim kurmalı. Böyle bir şey ama çok da kolay değil. Hiçbir dili tek resmi dil olarak ilan etmek mümkün değildir. Diğer ülkeler kendilerini dezavantajlı hissedebilirler. Ve Avrupa’da tamamen nötr bir dil mevcut değildir… Esperanto gibi yapay bir dil de maalesef işlemez. Çünkü her bir dil o ülkenin kültürü yansıtılmaktadır. Bundan dolayı hiçbir ülke dilinden vaz geçmek istemez. Ülkeler dillerinde kendi kimliklerini görmektedirler. Dil politikası Avrupa birliğinin önemli gündem maddesidir. Çok dilliliğin komiseri bile var. Avrupa Birliğinin dünya çapında en fazla mütercim ve tercümanları mevcuttur. Yaklaşık 3500 kişi insanların anlaşabilmesi için çaba göstermektedir. Buna rağmen tüm dokümanlar tercüme edilebilmemektedir. Bu çünkü hem çok zaman alır hem de maddi olarak pahalıdır. Çoğu evrak az bir dile çevrilmektedir. Bu çok var olan diller Avrupa Birliği için karşılaştıkları en büyük unsurdur. Avrupa bu çok var olan kimliklerini kayıp etmeden birleşmeli!

Türkçe	Korece	Oyna Daha
Kendisi (kadın) ne zamandan beri çalışmıyor?	그녀는-언----일--- -요? 그녀는 언제부터 일을 안 해요? 그-는 언-부- 일- 안 해-? ----------------- 그녀는 언제부터 일을 안 해요? 0 g-un-eo-e-n e-n-e-u--- i---ul-an -a--o? geunyeoneun eonjebuteo il-eul an haeyo? g-u-y-o-e-n e-n-e-u-e- i---u- a- h-e-o- --------------------------------------- geunyeoneun eonjebuteo il-eul an haeyo?	Daha Fazla Dil Bir bayrağa tıklayın! Kendisi (kadın) ne zamandan beri çalışmıyor? 그녀는 언제부터 일을 안 해요? geunyeoneun eonjebuteo il-eul an haeyo? EN Ses Since when is she no longer working? DE Ses Seit wann arbeitet sie nicht mehr? ES Ses ¿Desde cuándo no trabaja ella? FR Ses Depuis quand ne travaille-t-elle plus ? IT Ses Da quando non lavora più? RU Ses Сколько она уже не работает?
Evlendiğinden beri mi?	결-- 후부터요? 결혼한 후부터요? 결-한 후-터-? --------- 결혼한 후부터요? 0 g-e--ho-han -u-ut--yo? gyeolhonhan hubuteoyo? g-e-l-o-h-n h-b-t-o-o- ---------------------- gyeolhonhan hubuteoyo?	Daha Fazla Dil Bir bayrağa tıklayın! Evlendiğinden beri mi? 결혼한 후부터요? gyeolhonhan hubuteoyo? EN Ses Since her marriage? DE Ses Seit ihrer Heirat? ES Ses ¿Desde que se casó? FR Ses Depuis son mariage ? IT Ses Da dopo il suo matrimonio? RU Ses С тех пор, как она вышла замуж?
Evet, kendisi (kadın) evlendiğinden beri artık çalışmıyor.	네- 그-는-결---후-터 -이--일을 --해요. 네, 그녀는 결혼한 후부터 더이상 일을 안 해요. 네- 그-는 결-한 후-터 더-상 일- 안 해-. --------------------------- 네, 그녀는 결혼한 후부터 더이상 일을 안 해요. 0 n------ny--n--n-------------h-b-teo ---i--n---l---l -n-h--y-. ne, geunyeoneun gyeolhonhan hubuteo deoisang il-eul an haeyo. n-, g-u-y-o-e-n g-e-l-o-h-n h-b-t-o d-o-s-n- i---u- a- h-e-o- ------------------------------------------------------------- ne, geunyeoneun gyeolhonhan hubuteo deoisang il-eul an haeyo.	Daha Fazla Dil Bir bayrağa tıklayın! Evet, kendisi (kadın) evlendiğinden beri artık çalışmıyor. 네, 그녀는 결혼한 후부터 더이상 일을 안 해요. ne, geunyeoneun gyeolhonhan hubuteo deoisang il-eul an haeyo. EN Ses Yes, she is no longer working since she got married. DE Ses Ja, sie arbeitet nicht mehr, seitdem sie geheiratet hat. ES Ses Sí, no trabaja desde que se casó. FR Ses Oui, elle ne travaille plus depuis qu’elle s’est mariée. IT Ses Sì, lei non lavora più da quando si è sposata. RU Ses Да, она больше не работает с тех пор, как она вышла замуж.
Evlendiğinden beri kendisi (kadın) artık çalışmıyor.	그녀- -혼- -부터- 더이--일- - --. 그녀는 결혼한 후부터, 더이상 일을 안 해요. 그-는 결-한 후-터- 더-상 일- 안 해-. ------------------------- 그녀는 결혼한 후부터, 더이상 일을 안 해요. 0 g---y-o-eu--g-e--ho-han--u-ute----e-is--- il-----a- --e-o. geunyeoneun gyeolhonhan hubuteo, deoisang il-eul an haeyo. g-u-y-o-e-n g-e-l-o-h-n h-b-t-o- d-o-s-n- i---u- a- h-e-o- ---------------------------------------------------------- geunyeoneun gyeolhonhan hubuteo, deoisang il-eul an haeyo.	Daha Fazla Dil Bir bayrağa tıklayın! Evlendiğinden beri kendisi (kadın) artık çalışmıyor. 그녀는 결혼한 후부터, 더이상 일을 안 해요. geunyeoneun gyeolhonhan hubuteo, deoisang il-eul an haeyo. EN Ses Since she got married, she’s no longer working. DE Ses Seitdem sie geheiratet hat, arbeitet sie nicht mehr. ES Ses Desde que se casó, no trabaja. FR Ses Depuis qu’elle s’est mariée, elle ne travaille plus. IT Ses Da quando si è sposata, non lavora più. RU Ses С тех пор, как она вышла замуж, она больше не работает.
Birbirlerini tanıdıklarından beri mutlular.	그-은--- -난 -부---행---. 그들은 서로 만난 후부터, 행복해요. 그-은 서- 만- 후-터- 행-해-. -------------------- 그들은 서로 만난 후부터, 행복해요. 0 g-u------un--eol- -a-na--h--u--o- --e-gb-gha-y-. geudeul-eun seolo mannan hubuteo, haengboghaeyo. g-u-e-l-e-n s-o-o m-n-a- h-b-t-o- h-e-g-o-h-e-o- ------------------------------------------------ geudeul-eun seolo mannan hubuteo, haengboghaeyo.	Daha Fazla Dil Bir bayrağa tıklayın! Birbirlerini tanıdıklarından beri mutlular. 그들은 서로 만난 후부터, 행복해요. geudeul-eun seolo mannan hubuteo, haengboghaeyo. EN Ses Since they have met each other, they are happy. DE Ses Seitdem sie sich kennen, sind sie glücklich. ES Ses Desde que se conocen, son felices. FR Ses Depuis qu’ils se connaissent, ils sont heureux. IT Ses Da quando si conoscono, sono felici. RU Ses Они счастливы, с тех пор как они познакомились.
Çocukları olduğundan beri seyrek dışarı çıkıyorlar.	그-- 아-들이--- 후부-- -출- - -해-. 그들은 아이들이 생긴 후부터, 외출을 잘 안해요. 그-은 아-들- 생- 후-터- 외-을 잘 안-요- --------------------------- 그들은 아이들이 생긴 후부터, 외출을 잘 안해요. 0 g-ud-ul---n -i-----i-s-e----in hubu--o, o------e-l ja- anha-y-. geudeul-eun aideul-i saeng-gin hubuteo, oechul-eul jal anhaeyo. g-u-e-l-e-n a-d-u--- s-e-g-g-n h-b-t-o- o-c-u---u- j-l a-h-e-o- --------------------------------------------------------------- geudeul-eun aideul-i saeng-gin hubuteo, oechul-eul jal anhaeyo.	Daha Fazla Dil Bir bayrağa tıklayın! Çocukları olduğundan beri seyrek dışarı çıkıyorlar. 그들은 아이들이 생긴 후부터, 외출을 잘 안해요. geudeul-eun aideul-i saeng-gin hubuteo, oechul-eul jal anhaeyo. EN Ses Since they have had children, they rarely go out. DE Ses Seitdem sie Kinder haben, gehen sie selten aus. ES Ses Desde que tienen niños, salen poco. FR Ses Depuis qu’ils ont des enfants, ils sortent rarement. IT Ses Da quando hanno bambini, escono raramente. RU Ses Они редко ходят в гости, с тех пор, как у них появились дети.
Ne zaman telefon ediyor (kadın)?	그녀는-언제 전--요? 그녀는 언제 전화해요? 그-는 언- 전-해-? ------------ 그녀는 언제 전화해요? 0 geu-ye-ne-n--o-je-----h-a-a--o? geunyeoneun eonje jeonhwahaeyo? g-u-y-o-e-n e-n-e j-o-h-a-a-y-? ------------------------------- geunyeoneun eonje jeonhwahaeyo?	Daha Fazla Dil Bir bayrağa tıklayın! Ne zaman telefon ediyor (kadın)? 그녀는 언제 전화해요? geunyeoneun eonje jeonhwahaeyo? EN Ses When does she call? DE Ses Wann telefoniert sie? ES Ses ¿Cuándo habla (ella) por teléfono? FR Ses Quand téléphone-t-elle ? IT Ses Quando telefona? RU Ses Когда она говорит по телефону?
Yolculuk sırasında mı?	운전- 때-? 운전할 때요? 운-할 때-? ------- 운전할 때요? 0 u-je--hal----eyo? unjeonhal ttaeyo? u-j-o-h-l t-a-y-? ----------------- unjeonhal ttaeyo?	Daha Fazla Dil Bir bayrağa tıklayın! Yolculuk sırasında mı? 운전할 때요? unjeonhal ttaeyo? EN Ses When driving? DE Ses Während der Fahrt? ES Ses ¿Mientras conduce? FR Ses Pendant le trajet ? IT Ses Durante il viaggio? RU Ses Когда едет?
Evet, arabayı kullanırken.	네--운-할 --. 네, 운전할 때요. 네- 운-할 때-. ---------- 네, 운전할 때요. 0 n----n-e--ha- ----y-. ne, unjeonhal ttaeyo. n-, u-j-o-h-l t-a-y-. --------------------- ne, unjeonhal ttaeyo.	Daha Fazla Dil Bir bayrağa tıklayın! Evet, arabayı kullanırken. 네, 운전할 때요. ne, unjeonhal ttaeyo. EN Ses Yes, when she is driving. DE Ses Ja, während sie Auto fährt. ES Ses Sí, mientras conduce. FR Ses Oui, en conduisant. IT Ses Sì, mentre guida. RU Ses Да, когда она ведёт машину.
O, (kadın), araba kullanırken telefon ediyor.	그---운-하면서 ----. 그녀는 운전하면서 전화해요. 그-는 운-하-서 전-해-. --------------- 그녀는 운전하면서 전화해요. 0 g--ny-on--------o-ha-yeo-s-o -e-nhwa-aey-. geunyeoneun unjeonhamyeonseo jeonhwahaeyo. g-u-y-o-e-n u-j-o-h-m-e-n-e- j-o-h-a-a-y-. ------------------------------------------ geunyeoneun unjeonhamyeonseo jeonhwahaeyo.	Daha Fazla Dil Bir bayrağa tıklayın! O, (kadın), araba kullanırken telefon ediyor. 그녀는 운전하면서 전화해요. geunyeoneun unjeonhamyeonseo jeonhwahaeyo. EN Ses She calls while she drives. DE Ses Sie telefoniert, während sie Auto fährt. ES Ses Habla por teléfono mientras conduce. FR Ses Elle téléphone en conduisant. IT Ses Lei telefona mentre guida. RU Ses Она говорит по телефону, когда ведёт машину.
O, (kadın), ütü yaparken televizyon seyrediyor.	그-는 다림질--하면서 ----봐요. 그녀는 다림질을 하면서 티비를 봐요. 그-는 다-질- 하-서 티-를 봐-. -------------------- 그녀는 다림질을 하면서 티비를 봐요. 0 g-un-e-n--n --l------e-l h-myeo---- ti-ileu- bwayo. geunyeoneun dalimjil-eul hamyeonseo tibileul bwayo. g-u-y-o-e-n d-l-m-i---u- h-m-e-n-e- t-b-l-u- b-a-o- --------------------------------------------------- geunyeoneun dalimjil-eul hamyeonseo tibileul bwayo.	Daha Fazla Dil Bir bayrağa tıklayın! O, (kadın), ütü yaparken televizyon seyrediyor. 그녀는 다림질을 하면서 티비를 봐요. geunyeoneun dalimjil-eul hamyeonseo tibileul bwayo. EN Ses She watches TV while she irons. DE Ses Sie sieht fern, während sie bügelt. ES Ses Ve la televisión mientras plancha. FR Ses Elle regarde la télévision en repassant. IT Ses Lei guarda la TV mentre stira. RU Ses Она смотрит телевизор, когда гладит.
O, (kadın), ödevlerini yaparken müzik dinliyor.	그녀- 일- 하-서 -악을--어-. 그녀는 일을 하면서 음악을 들어요. 그-는 일- 하-서 음-을 들-요- ------------------- 그녀는 일을 하면서 음악을 들어요. 0 g--nye-n-un----eul --my--nseo-----a----l-d-u--e--o. geunyeoneun il-eul hamyeonseo eum-ag-eul deul-eoyo. g-u-y-o-e-n i---u- h-m-e-n-e- e-m-a---u- d-u---o-o- --------------------------------------------------- geunyeoneun il-eul hamyeonseo eum-ag-eul deul-eoyo.	Daha Fazla Dil Bir bayrağa tıklayın! O, (kadın), ödevlerini yaparken müzik dinliyor. 그녀는 일을 하면서 음악을 들어요. geunyeoneun il-eul hamyeonseo eum-ag-eul deul-eoyo. EN Ses She listens to music while she does her work. DE Ses Sie hört Musik, während sie ihre Aufgaben macht. ES Ses Escucha música mientras hace las tareas. FR Ses Elle écoute de la musique en faisant ses devoirs. IT Ses Lei ascolta la musica mentre fa i compiti. RU Ses Она слушает музыку, когда занимается своими делами.
Gözlüğüm olmadan bir şey göremiyorum.	저는-안경- 없-면--- -도 ----. 저는 안경이 없으면 아무 것도 못 봐요. 저- 안-이 없-면 아- 것- 못 봐-. ---------------------- 저는 안경이 없으면 아무 것도 못 봐요. 0 j-o--un -n-ye----i-eobs-e-m---- --u -eos-o-mos bwa-o. jeoneun angyeong-i eobs-eumyeon amu geosdo mos bwayo. j-o-e-n a-g-e-n--- e-b---u-y-o- a-u g-o-d- m-s b-a-o- ----------------------------------------------------- jeoneun angyeong-i eobs-eumyeon amu geosdo mos bwayo.	Daha Fazla Dil Bir bayrağa tıklayın! Gözlüğüm olmadan bir şey göremiyorum. 저는 안경이 없으면 아무 것도 못 봐요. jeoneun angyeong-i eobs-eumyeon amu geosdo mos bwayo. EN Ses I can’t see anything when I don’t have glasses. DE Ses Ich sehe nichts, wenn ich keine Brille habe. ES Ses (Yo) no veo nada, cuando no llevo gafas. FR Ses Je ne vois rien lorsque je n’ai pas de lunettes. IT Ses Non vedo niente se non metto gli occhiali. RU Ses Я ничего ни вижу, если у меня нет очков.
Müzik bu kadar sesli olunca, bir şey anlamıyorum.	저는--악이-너---끄--면-아- -도 ---해--. 저는 음악이 너무 시끄러우면 아무 것도 못 이해해요. 저- 음-이 너- 시-러-면 아- 것- 못 이-해-. ----------------------------- 저는 음악이 너무 시끄러우면 아무 것도 못 이해해요. 0 jeon--n --m--g-i-neom- s--k-uleo------ a-u--e-s---mo- --ae-----. jeoneun eum-ag-i neomu sikkeuleoumyeon amu geosdo mos ihaehaeyo. j-o-e-n e-m-a--- n-o-u s-k-e-l-o-m-e-n a-u g-o-d- m-s i-a-h-e-o- ---------------------------------------------------------------- jeoneun eum-ag-i neomu sikkeuleoumyeon amu geosdo mos ihaehaeyo.	Daha Fazla Dil Bir bayrağa tıklayın! Müzik bu kadar sesli olunca, bir şey anlamıyorum. 저는 음악이 너무 시끄러우면 아무 것도 못 이해해요. jeoneun eum-ag-i neomu sikkeuleoumyeon amu geosdo mos ihaehaeyo. EN Ses I can’t understand anything when the music is so loud. DE Ses Ich verstehe nichts, wenn die Musik so laut ist. ES Ses No entiendo nada, cuando la música está tan alta. FR Ses Je ne comprends rien quand la musique est trop forte. IT Ses Non capisco niente se la musica è così forte. RU Ses Я ничего не понимаю, если музыка такая громкая.
Nezle olduğum zaman koku almıyorum.	저는--기- --- 아무-냄-- ----요. 저는 감기가 걸리면 아무 냄새도 못 맡아요. 저- 감-가 걸-면 아- 냄-도 못 맡-요- ------------------------ 저는 감기가 걸리면 아무 냄새도 못 맡아요. 0 jeon-u--g-----a-g-ol-i----n-am- n-emsaedo-m-s-ma-----. jeoneun gamgiga geollimyeon amu naemsaedo mos mat-ayo. j-o-e-n g-m-i-a g-o-l-m-e-n a-u n-e-s-e-o m-s m-t-a-o- ------------------------------------------------------ jeoneun gamgiga geollimyeon amu naemsaedo mos mat-ayo.	Daha Fazla Dil Bir bayrağa tıklayın! Nezle olduğum zaman koku almıyorum. 저는 감기가 걸리면 아무 냄새도 못 맡아요. jeoneun gamgiga geollimyeon amu naemsaedo mos mat-ayo. EN Ses I can’t smell anything when I have a cold. DE Ses Ich rieche nichts, wenn ich Schnupfen habe. ES Ses No huelo nada, cuando estoy resfriado /-a. FR Ses Je ne sens rien lorsque j’ai un rhume. IT Ses Non sento odori, quando ho il raffreddore. RU Ses Я не воспринимаю запаха, когда у меня насморк.
Yağmur yağarsa taksiye bineriz.	우-는 비가-오면-택-를--을-거--. 우리는 비가 오면 택시를 잡을 거예요. 우-는 비- 오- 택-를 잡- 거-요- --------------------- 우리는 비가 오면 택시를 잡을 거예요. 0 u-i-e----------yeon-----si-e-l -ab-e-l g----yo. ulineun biga omyeon taegsileul jab-eul geoyeyo. u-i-e-n b-g- o-y-o- t-e-s-l-u- j-b-e-l g-o-e-o- ----------------------------------------------- ulineun biga omyeon taegsileul jab-eul geoyeyo.	Daha Fazla Dil Bir bayrağa tıklayın! Yağmur yağarsa taksiye bineriz. 우리는 비가 오면 택시를 잡을 거예요. ulineun biga omyeon taegsileul jab-eul geoyeyo. EN Ses We’ll take a taxi if it rains. DE Ses Wir nehmen ein Taxi, wenn es regnet. ES Ses Si llueve, cogeremos / tomaremos (am.) un taxi. FR Ses Nous prendrons un taxi s’il pleut. IT Ses Se piove, prendiamo un tassì. RU Ses Мы берём такси, когда идёт дождь.
Lotoda kazanırsak bütün dünyayı dolaşırız.	우-는 --- -첨되면--계-주-여---할 거예-. 우리는 복권에 당첨되면 세계일주 여행을 할 거예요. 우-는 복-에 당-되- 세-일- 여-을 할 거-요- ---------------------------- 우리는 복권에 당첨되면 세계일주 여행을 할 거예요. 0 ulin--- bo-gw---- d-ng-he--d-em-e----egy--l-u -eo--en--e-- --- -e--eyo. ulineun boggwon-e dangcheomdoemyeon segyeilju yeohaeng-eul hal geoyeyo. u-i-e-n b-g-w-n-e d-n-c-e-m-o-m-e-n s-g-e-l-u y-o-a-n---u- h-l g-o-e-o- ----------------------------------------------------------------------- ulineun boggwon-e dangcheomdoemyeon segyeilju yeohaeng-eul hal geoyeyo.	Daha Fazla Dil Bir bayrağa tıklayın! Lotoda kazanırsak bütün dünyayı dolaşırız. 우리는 복권에 당첨되면 세계일주 여행을 할 거예요. ulineun boggwon-e dangcheomdoemyeon segyeilju yeohaeng-eul hal geoyeyo. EN Ses We’ll travel around the world if we win the lottery. DE Ses Wir reisen um die Welt, wenn wir im Lotto gewinnen. ES Ses Si nos toca la lotería, daremos la vuelta al mundo. FR Ses Nous ferons le tour du monde si nous gagnons à la loterie. IT Ses Se vinciamo al lotto, facciamo il giro del mondo. RU Ses Если мы выиграем в лотерею, мы объедим весь мир.
Yakında gelmezse yemeğe başlarız.	우리--그-------않------ 시-- -예요. 우리는 그가 곧 오지 않으면 식사를 시작할 거예요. 우-는 그- 곧 오- 않-면 식-를 시-할 거-요- ---------------------------- 우리는 그가 곧 오지 않으면 식사를 시작할 거예요. 0 u-in-u- g-u-----d-oji-a-h--um---n---g---eu---ijagh-- --o--yo. ulineun geuga god oji anh-eumyeon sigsaleul sijaghal geoyeyo. u-i-e-n g-u-a g-d o-i a-h-e-m-e-n s-g-a-e-l s-j-g-a- g-o-e-o- ------------------------------------------------------------- ulineun geuga god oji anh-eumyeon sigsaleul sijaghal geoyeyo.	Daha Fazla Dil Bir bayrağa tıklayın! Yakında gelmezse yemeğe başlarız. 우리는 그가 곧 오지 않으면 식사를 시작할 거예요. ulineun geuga god oji anh-eumyeon sigsaleul sijaghal geoyeyo. EN Ses We’ll start eating if he doesn’t come soon. DE Ses Wir fangen mit dem Essen an, wenn er nicht bald kommt. ES Ses Si (él) no llega pronto, empezaremos a comer. FR Ses Nous commencerons le repas s’il n’arrive pas bientôt. IT Ses Se non arriva presto, cominciamo a mangiare. RU Ses Если он скоро не придёт, мы начнём есть.