Konuşma Kılavuzu

tr bir şeyler sebep göstermek 1   »   ko 이유 말하기 1

75 [yetmiş beş]

bir şeyler sebep göstermek 1

bir şeyler sebep göstermek 1

75 [일흔다섯]

75 [ilheundaseos]

이유 말하기 1

[iyu malhagi 1]

Çeviriyi nasıl görmek istediğinizi seçin:   
Türkçe Korece Oyna Daha
Niçin gelmiyorsunuz? 당신- 왜 - -요? 당신은 왜 안 와요? 당-은 왜 안 와-? ----------- 당신은 왜 안 와요? 0
d-ngsin-eun-w-e an w---? dangsin-eun wae an wayo? d-n-s-n-e-n w-e a- w-y-? ------------------------ dangsin-eun wae an wayo?
Hava çok kötü. 날씨- 너--나빠-. 날씨가 너무 나빠요. 날-가 너- 나-요- ----------- 날씨가 너무 나빠요. 0
n-lss--a ne--u--------. nalssiga neomu nappayo. n-l-s-g- n-o-u n-p-a-o- ----------------------- nalssiga neomu nappayo.
Hava çok kötü olduğu için gelmiyorum. 저는 날씨가 너무 나-서 - --. 저는 날씨가 너무 나빠서 안 가요. 저- 날-가 너- 나-서 안 가-. ------------------- 저는 날씨가 너무 나빠서 안 가요. 0
j-o---n-----s----ne--- ----a--------a-o. jeoneun nalssiga neomu nappaseo an gayo. j-o-e-n n-l-s-g- n-o-u n-p-a-e- a- g-y-. ---------------------------------------- jeoneun nalssiga neomu nappaseo an gayo.
O (erkek) niçin gelmiyor? 그는-- 안 -요? 그는 왜 안 와요? 그- 왜 안 와-? ---------- 그는 왜 안 와요? 0
g-u--u- -ae-a----y-? geuneun wae an wayo? g-u-e-n w-e a- w-y-? -------------------- geuneun wae an wayo?
O (erkek) davetli değil. 그- -- 받지-----. 그는 초대 받지 않았어요. 그- 초- 받- 않-어-. -------------- 그는 초대 받지 않았어요. 0
geu--u--c-o-a-----j--a-h-as--e--o. geuneun chodae badji anh-ass-eoyo. g-u-e-n c-o-a- b-d-i a-h-a-s-e-y-. ---------------------------------- geuneun chodae badji anh-ass-eoyo.
Davetli (erkek) olmadığı için gelmiyor. 그는 -- 받지--아서 ---요. 그는 초대 받지 않아서 안 와요. 그- 초- 받- 않-서 안 와-. ------------------ 그는 초대 받지 않아서 안 와요. 0
g-un-un-cho-ae -a--i---h-ase- an w---. geuneun chodae badji anh-aseo an wayo. g-u-e-n c-o-a- b-d-i a-h-a-e- a- w-y-. -------------------------------------- geuneun chodae badji anh-aseo an wayo.
Niçin gelmiyorsun? 당신- 왜-안-와-? 당신은 왜 안 와요? 당-은 왜 안 와-? ----------- 당신은 왜 안 와요? 0
d---si---u- -ae an-way-? dangsin-eun wae an wayo? d-n-s-n-e-n w-e a- w-y-? ------------------------ dangsin-eun wae an wayo?
Vaktim yok. 저- -간---어요. 저는 시간이 없어요. 저- 시-이 없-요- ----------- 저는 시간이 없어요. 0
je-n----sig-n-- --b--eo-o. jeoneun sigan-i eobs-eoyo. j-o-e-n s-g-n-i e-b---o-o- -------------------------- jeoneun sigan-i eobs-eoyo.
Vaktim olmadığı için gelmiyorum. 저- 시간- -어- - 가요. 저는 시간이 없어서 안 가요. 저- 시-이 없-서 안 가-. ---------------- 저는 시간이 없어서 안 가요. 0
j-on-un sig-n-i-e-b---os-o-an g-y-. jeoneun sigan-i eobs-eoseo an gayo. j-o-e-n s-g-n-i e-b---o-e- a- g-y-. ----------------------------------- jeoneun sigan-i eobs-eoseo an gayo.
Niçin kalmıyorsun? 당---왜-안--물러요? 당신은 왜 안 머물러요? 당-은 왜 안 머-러-? ------------- 당신은 왜 안 머물러요? 0
d--g----eun-w-e -- m-o-u---oyo? dangsin-eun wae an meomulleoyo? d-n-s-n-e-n w-e a- m-o-u-l-o-o- ------------------------------- dangsin-eun wae an meomulleoyo?
Daha çalışmam lazım. 저는 아---해---요. 저는 아직 일해야 해요. 저- 아- 일-야 해-. ------------- 저는 아직 일해야 해요. 0
j---eu---------h-e-- -----. jeoneun ajig ilhaeya haeyo. j-o-e-n a-i- i-h-e-a h-e-o- --------------------------- jeoneun ajig ilhaeya haeyo.
Daha çalışmam gerektiği için kalmıyorum. 저---- -----서 -무르- 않--. 저는 아직 일해야 해서 머무르지 않아요. 저- 아- 일-야 해- 머-르- 않-요- ---------------------- 저는 아직 일해야 해서 머무르지 않아요. 0
jeo-eun----- -lha-y--ha---o-meo-ul-u-- -n-----. jeoneun ajig ilhaeya haeseo meomuleuji anh-ayo. j-o-e-n a-i- i-h-e-a h-e-e- m-o-u-e-j- a-h-a-o- ----------------------------------------------- jeoneun ajig ilhaeya haeseo meomuleuji anh-ayo.
Niçin şimdiden gidiyorsunuz? 당신은 왜-벌써 -세-? 당신은 왜 벌써 가세요? 당-은 왜 벌- 가-요- ------------- 당신은 왜 벌써 가세요? 0
dangsin---n---e b---s--- -as--o? dangsin-eun wae beolsseo gaseyo? d-n-s-n-e-n w-e b-o-s-e- g-s-y-? -------------------------------- dangsin-eun wae beolsseo gaseyo?
Yorgunum. 저---곤해-. 저는 피곤해요. 저- 피-해-. -------- 저는 피곤해요. 0
j-o---n---g-n-a---. jeoneun pigonhaeyo. j-o-e-n p-g-n-a-y-. ------------------- jeoneun pigonhaeyo.
Yorgun olduğum için gidiyorum. 저는-피곤-서-가-. 저는 피곤해서 가요. 저- 피-해- 가-. ----------- 저는 피곤해서 가요. 0
jeoneun pigo----se----yo. jeoneun pigonhaeseo gayo. j-o-e-n p-g-n-a-s-o g-y-. ------------------------- jeoneun pigonhaeseo gayo.
Niçin şimdiden gidiyorsunuz? 당신은---벌- 가-요? 당신은 왜 벌써 가세요? 당-은 왜 벌- 가-요- ------------- 당신은 왜 벌써 가세요? 0
dan-sin--u- wae-beo-s-eo g-se--? dangsin-eun wae beolsseo gaseyo? d-n-s-n-e-n w-e b-o-s-e- g-s-y-? -------------------------------- dangsin-eun wae beolsseo gaseyo?
Geç oldu. 벌써--었어-. 벌써 늦었어요. 벌- 늦-어-. -------- 벌써 늦었어요. 0
b-o-ss-o -euj--------yo. beolsseo neuj-eoss-eoyo. b-o-s-e- n-u---o-s-e-y-. ------------------------ beolsseo neuj-eoss-eoyo.
Geç olduğu için gidiyorum. 저- -써 -어서-가요. 저는 벌써 늦어서 가요. 저- 벌- 늦-서 가-. ------------- 저는 벌써 늦어서 가요. 0
j-o-e---b---s-eo--e-j------ --yo. jeoneun beolsseo neuj-eoseo gayo. j-o-e-n b-o-s-e- n-u---o-e- g-y-. --------------------------------- jeoneun beolsseo neuj-eoseo gayo.

Anadil = duygusal; Yabancı dil = mantıklı?

Yabancı dil öğrendiğimiz zaman beynimizi ilerletiriz. Öğrenme aracılığı ile düşüncemiz değişir, yani yaratıcı ve esnek oluruz. Karmaşık düşünce de çok dilliler için daha kolay bir olgudur. Öğrenirken zihin antrenman edilir. Ne kadar çok öğrenirsek, bir o kadar daha iyi çalışır. Birçok dili öğrenen bir kişi başka şeyleri de daha çabuk öğrenir. Bu tür insanlar bir konu hakkında daha uzun ve dikkatli düşünebiliyorlar. Bundan dolayı problemleri de daha çabuk çözüme kavuştururlar. Çok dilli insanlar aynı zamanda daha iyi bir karar mekanizmasına sahiptirler. Ama nasıl karar verdikleri de dillere bağlıdır. Düşündüğümüz dil, kararlarımızı etkilemektedir. Psikologlar bir bilimsel araştırması için birçok deneği kontrol ettiler. Tüm denenen kişiler çift dillilerdi, yani anadillerinin yanı sıra bir yabancı dil daha konuşabiliyorlardı. Denekler bir soruya cevap vermek zorundalardı. Sorunun içeriği bir problemi çözmekti. Denekler iki seçenek arasında karar vermelilerdi. Bir seçenek diğer seçenekten önemli ölçüde riskliydi. Denenen kişiler sorunun cevabını her iki dilde vermek zorundalardı. Ve diller değiştiğinde cevaplar da değişti. Anadillerini seçtiklerinde riskli seçeneği, yabancı dilde ise güvenilir seçeneği tercih ettiler. Bu deneyden sonra denekler bir de bahis yapmak zorunda kaldılar. Burada da görülebilir bir fark söz konusu olmuştur. Yabancı dili kullandıklarında daha mantıklı hareket ettiler. Araştırmacıların tahminine göre yabancı dillerde daha dikkatliyiz. Bundan dolayı kararlarımızı duygusal değil, mantıksal olarak veririz…