আম- জ---ঞা-----েছি-া- ৷
আম- জ-জ-ঞ-স- কর-ছ-ল-ম ৷
আ-ি জ-জ-ঞ-স- ক-ে-ি-া- ৷
-----------------------
আমি জিজ্ঞাসা করেছিলাম ৷ 0 ā-- --j--sā----ē-hi---aāmi jijñāsā karēchilāmaā-i j-j-ā-ā k-r-c-i-ā-a-----------------------āmi jijñāsā karēchilāma
আমি --্ণনা ---ছ-ল-ম-৷
আম- বর-ণন- কর-ছ-ল-ম ৷
আ-ি ব-্-ন- ক-ে-ি-া- ৷
---------------------
আমি বর্ণনা করেছিলাম ৷ 0 āmi-bar--nā karē-h-l--aāmi barṇanā karēchilāmaā-i b-r-a-ā k-r-c-i-ā-a-----------------------āmi barṇanā karēchilāma
আমি-প-়--ুন- ক------ম ৷
আম- পড--শ-ন- কর-ছ-ল-ম ৷
আ-ি প-়-শ-ন- ক-ে-ি-া- ৷
-----------------------
আমি পড়াশুনা করেছিলাম ৷ 0 āmi--a-ā-un--kar--hilā-aāmi paṛāśunā karēchilāmaā-i p-ṛ-ś-n- k-r-c-i-ā-a------------------------āmi paṛāśunā karēchilāma
আম----- ক-ে--ল-ম-৷
আম- ক-জ কর-ছ-ল-ম ৷
আ-ি ক-জ ক-ে-ি-া- ৷
------------------
আমি কাজ করেছিলাম ৷ 0 ā-i-------a-ē--ilāmaāmi kāja karēchilāmaā-i k-j- k-r-c-i-ā-a--------------------āmi kāja karēchilāma
আ---পু-- -ি- --- ---ছি----৷
আম- প-র- দ-ন ক-জ কর-ছ-ল-ম ৷
আ-ি প-র- দ-ন ক-জ ক-ে-ি-া- ৷
---------------------------
আমি পুরো দিন কাজ করেছিলাম ৷ 0 ā-i -u----in---ā-- k-rēch-lāmaāmi purō dina kāja karēchilāmaā-i p-r- d-n- k-j- k-r-c-i-ā-a------------------------------āmi purō dina kāja karēchilāma
আ-ি -ে-েছিল-ম ৷
আম- খ-য়-ছ-ল-ম ৷
আ-ি খ-য়-ছ-ল-ম ৷
---------------
আমি খেয়েছিলাম ৷ 0 ā-- k-ē--ch----aāmi khēẏēchilāmaā-i k-ē-ē-h-l-m-----------------āmi khēẏēchilāma
আ-- স-স-ত খাবা- খে-ে--ি---ি ৷
আম- সমস-ত খ-ব-র খ-য়- ন-য়-ছ- ৷
আ-ি স-স-ত খ-ব-র খ-য়- ন-য়-ছ- ৷
-----------------------------
আমি সমস্ত খাবার খেয়ে নিয়েছি ৷ 0 ām- --ma----k-ā-ār----ēẏ---iẏ-chiāmi samasta khābāra khēẏē niẏēchiā-i s-m-s-a k-ā-ā-a k-ē-ē n-ẏ-c-i---------------------------------āmi samasta khābāra khēẏē niẏēchi
Diller insanları her zaman cezbetmiştir.
Bundan dolayı dilbilimin tarihi çok uzundur.
Dilbilimi, dil ile olan sistematik bir uğraştır.
Binyıllar önce bile insanoğlu dil hakkında düşünmeye başlamıştır.
Bu esnada değişik kültürler farklı sistemler oluşturmuşlardır.
Böylece dil hakkında farklı betimlemeler ortaya çıkmıştır.
Günümüzdeki dilbilimi antik teoriler üzerine kurulmuştur.
Özellikle Yunanistan’da birçok gelenek saptanmıştır.
Ama dil hakkındaki en eski eser ise Hindistan’dan gelmektedir.
Bu eser yaklaşık 3000 yıl önce gramerci Sakatayana tarafından yazılmıştır.
Antik döneminde ise Platon gibi filozoflar dil konusu ile çalışmalar yapmışlardır.
Romalı yazarlar daha sonra teorilerini geliştirmişlerdir.
Araplar da 8.ci yüzyılda kendi geleneklerini geliştirmişlerdir.
Eserleri Arap dilini ayrıntılı bir şekilde anlatmaktaydı.
Yeniçağda ama özellikle dilin nereden geldiği araştırılmak istendi.
Âlimlerin ilgisini özellikle dilin tarihi çekiyordu.
18. yüzyılda diller karşılaştırmaya başlanmıştır.
Böylece dilin nasıl geliştiği anlaşılacaktı.
Sonrada dilin bir sistem olması konusuna odaklanılmıştır.
Dilin nasıl işlediği sorusu burada odak noktasıydı.
Bugün dilbilimi altında birçok dal bulunmaktadır.
50li yıllardan beri birçok yeni dallar gelişmiştir.
Bunların bir bölümü de olsa başka bilim dallarından etkilenmektedirler.
Buna Psikolinguistik ya da Kültürlerarası iletişim örnek olarak verilebilir.
Dil bilimin yeni alanlarının odak noktaları uzmanlaşmıştır.
Buna örnek olarak feminist dilbilimi verilebilir.
Dil bilimin tarihi yani devam etmektedir…
Dilin var olduğu sürece, insanlar bu olgu hakkında düşünmeye devam edecektir!