Ես -ւ-ո-մ-եմ-մ--նվ-- ---լ:
Ես ուզում եմ մի նվեր գնել:
Ե- ո-զ-ւ- ե- մ- ն-ե- գ-ե-:
--------------------------
Ես ուզում եմ մի նվեր գնել: 0 Y-s-uzum -e- -- -------elYes uzum yem mi nver gnelY-s u-u- y-m m- n-e- g-e--------------------------Yes uzum yem mi nver gnel
Բա-- ոչ --ն-:
Բայց ոչ թանկ:
Բ-յ- ո- թ-ն-:
-------------
Բայց ոչ թանկ: 0 Bayt-- -oc-----ankBayts’ voch’ t’ankB-y-s- v-c-’ t-a-k------------------Bayts’ voch’ t’ank
Մի--ւց--մ--պա----ա-կ:
Միգուցե մի պայուսա՞կ:
Մ-գ-ւ-ե մ- պ-յ-ւ-ա-կ-
---------------------
Միգուցե մի պայուսա՞կ: 0 Mig-t-’-- -i--a-u-a՞kMiguts’ye mi payusa՞kM-g-t-’-e m- p-y-s-՞----------------------Miguts’ye mi payusa՞k
Կ-ր--ի--է--ա-տես--մ:
Կարելի՞ է սա տեսնեմ:
Կ-ր-լ-՞ է ս- տ-ս-ե-:
--------------------
Կարելի՞ է սա տեսնեմ: 0 Ka-eli--e--a tesnemKareli՞ e sa tesnemK-r-l-՞ e s- t-s-e--------------------Kareli՞ e sa tesnem
Ս-----կ-պե---ավ ----- -:
Սա հատկապես լավ որակի է:
Ս- հ-տ-ա-ե- լ-վ ո-ա-ի է-
------------------------
Սա հատկապես լավ որակի է: 0 Sa -atkapes--av v----i eSa hatkapes lav voraki eS- h-t-a-e- l-v v-r-k- e------------------------Sa hatkapes lav voraki e
Ե- -ա-ո--------կ--ե---ատ-է--- է:
Եվ պայուսակը իսկապես շատ էժան է:
Ե- պ-յ-ւ-ա-ը ի-կ-պ-ս շ-տ է-ա- է-
--------------------------------
Եվ պայուսակը իսկապես շատ էժան է: 0 Ye---ayu--k- is-a-e--sh-t-ez----eYev payusaky iskapes shat ezhan eY-v p-y-s-k- i-k-p-s s-a- e-h-n e---------------------------------Yev payusaky iskapes shat ezhan e
Սա---- դու- --գա---:
Սա ինձ դուր է գալիս:
Ս- ի-ձ դ-ւ- է գ-լ-ս-
--------------------
Սա ինձ դուր է գալիս: 0 Sa -nd--d-r --g--isSa indz dur e galisS- i-d- d-r e g-l-s-------------------Sa indz dur e galis
Ա---եղ դրամ-րկ-ն--:
Այնտեղ դրամարկղն է:
Ա-ն-ե- դ-ա-ա-կ-ն է-
-------------------
Այնտեղ դրամարկղն է: 0 Ay--e-- -ra---k--n-eAyntegh dramarkghn eA-n-e-h d-a-a-k-h- e--------------------Ayntegh dramarkghn e
Dünyada yaklaşık 7 milyar insan var.
Her birinin bir dili var.
Maalesef hep aynı dilde olmuyorlar.
Bu durumda başka milletler ile konuşabilmek için diller öğrenmeliyiz.
Bu çoğu zaman zahmetli bir iştir.
Ama birbirine çok benzeyen diller var.
Bu dilleri konuşanlar, diğer dile hakim olmadan anlaşırlar.
Bu yeteneğe
mutual intelligibility
denilir.
Bu yetenek ikiye ayrılır.
İlk çeşidi; karşılıklı dilsel anlaşımdır.
Bu çeşitte birlikte konuşanlar birbirlerini anlarlar.
Yanlız diğer dilin yazılı anlatımını anlamamktadırlar.
Bu, dillerin yazımının farklı olmasından kaynaklanmaktadır.
Buna örnek olarak Hintçe ve Urduca verilebilir.
Yeteneğin ikinci çeşidi ise yazılı anlatım olarak anlaşmadır.
Burada diğer dil yazılı olarak anlaşılmaktadır.
Bu varyasyonda ama konuşanlar konuşarak zor anlaşırlar.
Buna çok belirgin farklılık gösteren bir teleffuz sebep olmaktadır.
Almanca ve Hollandaca mesela bunun için bir örnektirler.
Ama genelde birbirine yakın olan çoğu diller iki çeşidide içlerinde barındırmaktadırlar.
Bu durumda hem dilsel hem de yazımsal olarak Mutually Intelligible’ler.
Rusça ve Ukraynaca ya da Tayca ve Lao dili bunlara birer örnektirler.
Ayrıca Mutually Intelligible’nin asimetrik bir yapısı da vardır.
Bu, konuşanların birbirini anlamada farklılık göstermeleri durumunda olur.
Mesela Portegizler İspanyolları, İspanyolların onları anlamasından daha iyi anlarlar.
Bir Avusturyalı da bir Almanı, Almanın onu anlamasından daha iyi anlar.
Bir örneklerde, telaffuz ve lehçeler bir engel teşkil etmektedirler.
Gerçekten iyi sohbetler yapmak isteyenler, bunun için öğrenmeliler.